19 Haziran 2019 Çarşamba

Efes Antik Kenti Tarihi , Tarihi Yapılar

Efes Antik Kenti Nerede?

Dünyanın yedi harikasından biri olan Efes Antik Kenti, Anadolu’nun en önemli antik şehirlerinden bir tanesidir. Günümüzde bu antik kentin sadece yüzde on beşi ortaya çıkarılmıştır. İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alan antik kent, her yıl 1,5 milyon ziyaretçi ağırlar.
Hem kütüphane hem de antik kabir yapısını görebileceğiniz Celsus Kütüphanesi, Türkiye’nin en önemli açık hava müzesinin yer aldığı Efes Antik Kenti Tiyatrosu, antik çağda asillerin konaklama ihtiyaçlarını giderdiği Yamaç Evler‘in kesinlikle görülmesi gerekir.

Efes Antik Kenti, İzmir ili sınırları içerisindeki Selçuk ilçesindedir. Efes, kayda değer bir Yunan-Roma mirasına sahip olan ülkemizin en çok ziyaret edilen arkeolojik alanıdır. Efes Antik Şehri, Küçük Menderes Nehri’nin kıyıları alüvyonla doldurması sonucu yüzyıllar içerisinde denizden uzaklaşmış ve bu sebeple yerleşim alanları birkaç kez yer değiştirmiştir. Şehrin devamlı denize yakın alanlara taşınması sonucu, Efes şehri kalıntıları çok büyük bir alana yayılmış ve kent en önemli özelliği olan liman kenti olma durumunu sürdürmüştür.
Efes Antik Kenti Nerede Harita
  

Efes Antik Kenti Nerede Harita
Efes Antik Kenti Tarihi

Efes tarihteki en köklü kentlerden biridir. Tarihi boyunca dini, felsefi bir merkez olmuş ve deniz ticareti ile de zenginleşmiştir. Bu kadim şehrin tarihini kısa bir özet haline getirmeye çalıştım.
Efes Şehrinin Kuruluş Efsanesi Ve Kral Androklos

Efes Antik Kenti’nin kuruluş efsanesi, İstanbul’un kuruluş hikayesine kısmen benzemektedir. İki şehrin de kuruluş miti, Yunanistan’ın Delphi kentindeki Kahin’in esrarengiz kehanetleri ile başlar.

Antik çağda Atina Kralı olan Kodros’un (Codrus) oğlu Androklos (Androcles) babasının ölümünü takiben Atina’yı terk etmeye karar verir. Tarih öncesi Yunanistan’da böyle önemli kararlar almadan önce, Apollon Tapınağı’nın Kahin’ine danışılırdı. Androklos da Kahin’in huzuruna çıkar ve ona yeni bir başlangıç yapmak istediğini, fakat nereye gideceğini bilmediğini söyler.

Kahin, Androklos’a Doğu’ya gitmesini salık verir. Ege Denizi’ni aşacak ve karaya çıkacaktır. Bu yabancı diyarda “Balık bir işaret verecek, Domuz ise yol gösterecek” diye buyurur Kahin. Androklos ve beraberindekiler doğal olarak hiçbir şey anlamazlar. Öncelikli iş Ege Denizi’ni boydan boya geçmektir.


Androklos gemisi ile Ege’yi aşar ve bugün Küçük Menderes Nehri’nin denizle buluştuğu körfeze demir atar. Karaya çıkıp keşif gezisi yapan ekip, çok acıkmıştır. Denizden balık tutarlar ve ateşte pişirmeye başlarlar. Bu sırada balıklardan bir tanesi kıvranarak yere atlar. Çalıların içinde o ana kadar saklanmakta olan domuz ise balığı kaptığı gibi kaçar. Androklos atına atlar ve domuzun peşine düşer. Domuz tepelik bir alana doğru kaçmıştır. Androklos domuzu bir ok marifetiyle yere serer. Kehanet gerçekleşmiştir, balık işaret vermiş ve domuz yol göstermiştir. Androklos’un yeni kentini kuracağı yer, domuzun kanının aktığı topraklardır.
İyonya Birliği

Denizden ve karadan gelebilecek saldırılara karşı hakim bir tepede inşa edilen yeni Efes Şehri hızla gelişir ve refaha ulaşır. 12 kent devletinden oluşan İyonya (Ionia) Bağımsız Şehirler Birliği’nin önemli bir parçası haline gelir. Felsefi açıdan önemli gelişim kaydeder ve entelektüel dünyada bir merkez olur.
Tarihte Efes Artemis Tapınağı

Tarihte Efes Artemis Tapınağı
Artemis Kültü

Yunan Ay ve Av Tanrıçası Artemis Kültürüne bağlı olan Efes, bu tanrıçanın mitolojideki şanına yaraşır bir tapınak inşa eder. M.Ö. 800 yıllarından itibaren, Efes artık bir dini merkezdir ve Hac yolu üzerindeki önemli bir yer teşkil etmektedir.
Lidya Kralı Krezüs (Croesus)

M.Ö. 600 yıllarında oldukça zengin ve müreffeh bir şehir olan Efes’e Lidya Kralı Krezüs göz diker. Şehri hakimiyetine almak ve kaynaklarından faydalanmak istemektedir.

Ancak Efes halkı Tanrıça Artemis’e o kadar itimat etmektedir ki, şehri koruyacak güçlü surlar inşa etmezler. Şehir merkezine 1200 metre mesafedeki tapınaktan, Tanrıça Artemis’in şehri koruyacağını düşünürler.

Şehrin yok denilecek kadar zayıf savunma hatlarından ötürü, Efes Lidya Kralı’nın eline geçer. Efeslilerin bir kısmı şehir merkezinden sürülür ve Artemis tapınağına yakın bir alanda yaşamaya zorlanır. Şehir artık Lidya eyaleti haline gelmiştir.

Kral Krezüs, Artemis Tapınağı’na hak ettiği saygıyı gösterir . Öyle ki, onu daha da güzelleştirmek için dillere destan servetinden büyük bir bütçe ayırır.

 Pers İstilası

 

 

M.Ö. 550 yıllarında Persliler, Doğu’dan başlayarak Anadolu’yu istila ederler. Ege kıyılarındaki tüm İyon kentlerini ele geçirir ve hatta yakıp yıkarlar. Ancak Efeslilerin diplomatik başarısı sayesinde, Efes Kenti bu yıkımdan kurtulmayı başarır. Bunda Efes’in zengin bir liman kenti olmasının da etkisi vardır. Nihayetinde Pers Kralı’nı yüksek miktarda vergi verme sözüyle ikna etmek mümkün olmuştur.

Artemis Tapınağı’nın Yakılması

M.Ö. 356 yılında Herostratus isminde bir Efesli meczup, tarihe adını yazdırmak için Artemis Tapınağı’nı ateşe verir ve onarılamaz bir tahribata sebep olur. Tapınağın tamamen yeniden yapılması gerekmektedir. Efesliler tapınağın yeniden inşası için seferber olurlar.

Büyük İskender

Yeni tapınağın yapımına başlanacağı yıl, Büyük İskender tarihte görülmemiş büyüklükteki ordusu ile Anadolu’ya gelir ve Pers Kralı’nın peşine düşer. Hindistan’a kadar devam edecek askeri seferinin henüz başındadır.
İskender Efes Antik Şehri’ni çok beğenir ve tapınağın şöhretinden etkilenir. Tapınağın yeniden yapılmasını salık verir ve masraflarını kendisinin ödeyeceğini söyler. Yalnız tapınağın kendisine atfedilmesini ister. Efesliler akıllıca bir manevra ile İskender’i de kırmadan teklifi geri çevirirler. Daha önce başka bir Tanrı’ya atfedilmiş bir tapınağın, onun ismini gölgeleyeceği bahanesi ile Artemis Tapınağı olarak kalmasını sağlarlar.
Tekrar inşa edilmiş olan Artemis Tapınağı, o Helenistik dönemdeki güzelliği ile tarihe adını yazdırır. Öyle ki, Dünya’nın 7 Harikası arasında kendine yer bulur.

İskender Sonrası Diadoklar Dönemi

Büyük İskender (Alexander The Great) muhteşem bir dünya imparatorluğu kurmuş, ancak beklenmedik bir anda genç yaşta ölmüştür. İskender’in şekillendirdiği Makedonya İmparatorluğu, ölümünün ardından kendi generalleri arasında paylaşılır. Efes Antik Kenti’nin olduğu bölge ise Lysimachus isimli generalin hakimiyeti altına girer.
Lysimachus, oldukça maharetli bir yöneticidir. Limanın alüvyonla dolduğunu ve şehrin deniz kıyısından uzaklaştığını fark eder ve şehri taşımaya karar verir. Aksi taktirde Efes bir ticaret limanı olma özelliğini yitirecektir. Ancak Efesliler inat eder taşınmazlar. Bunun üzerine Lysimachus, şehrin lağımlarını tıkar ve Efesliler kokudan, pislikten ve hastalıktan kırılırlar. İstemeyerek de olsa taşınmaya karar verirler.
Lysimachus, Efes’in hiçbir zaman sahip olmadığı şehir surlarını da inşa eder ve şehir gerçek anlamda korunaklı bir kaleye dönüşür.
Efes’te Roma Yapısı Celsus Kütüphanesi
 
fes’te Roma Yapısı Celsus Kütüphanesi

Roma İmparatorluğu

 

 

Efes şehri de tüm Anadolu gibi Roma İmparatorluğu’nun himayesi altına girer. 1. Ve 2. Yüzyıllarda Roma’da hüküm sürmüş Evlatlık İmparatorlar (Nerva-Antonine Hanedanı) döneminde şehrin refahı zirveye vurur. Romalılar tarafından modern bir anlayışla yeniden inşa edilen şehir, muhteşem bir güzelliğe kavuşur.
Efes’in meşhur Celsus Kütüphanesi de bu dönemde inşa edilmiştir. Efes, Roma İmparatorluğu’nun Asya eyaletlerinin başkenti olacak kadar önemli hale gelmiştir.
Yunan Tanrıçası olan Artemis, aynı Pagan inanışın Roma İmparatorluğu’ndaki yansıması olan Tanrıça Diana’ya çevrildi.

Efes’te Hristiyanlık Mirası

Hz. İsa’nın ölümünü takiben, havarileri Anadolu’da ve dünyada birçok yere dağıldılar ve Hristiyanlığı yaydılar. Bu havarilerden Aziz Yunanna’nın (Saint John) ve İsa’nın annesi olan Azize Meryem’in Efes’e geldiği ve burada yaşadığına inanılmaktadır. Bu sebeple, Efes şehri Hristiyan Hac Yolu üzerinde önemli bir mevkidir.

Efes’in Gözden Düşmesi

Efes, Roma İmparatoru Hadrian tarafından limanı büyük çabalarla temizlendiği halde; denizden uzaklaşmaktan ve liman kenti olma özelliğini yitirmekten kurtulamamış ve bugünkü yerine gerilemiştir. Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları zamanında varlığını sürdüren Efes Kenti, 16. Yüzyıl’a kadar yerleşim yeri olma özelliğini korumuştur. Ne var ki, yıldan yıla ihtişamını ve önemini kaybetmeye devam etmiştir.

Efes Antik Kenti Giriş Ücreti Ne Kadar?

Efes günümüzde Türkiye’nin en çok ziyaret edilen 3 ören yerinden biridir. Son yıllardaki ziyaretçi sayılarına göre Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Efes Antik Kenti en çok ziyaret edilen müzelerdir.
Efes Antik Kenti için giriş bileti ücreti 2019 yılı itibariyle 50 TL‘dir. Müzekart geçerlidir.
 
Devamını Oku »

18 Haziran 2019 Salı

Türkiye’de Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler - 6

Amasra, Bartın

 

 Batı Karadeniz’in en sessiz, sakin ve doğası korunan yerlerinden Amasra, Bartın’ın ilçesi. 3 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olan Amasra, korunaklı bir koy içerisinde yer alıyor. Deniz kıyısında yer alan ilçe müzesi, balık restoranları, yemyeşil ormanları ve kumsallarıyla Amasra, Karadeniz’e farklı bir açıdan bakmak için ideal.

Cumalıkızık Köyü, Bursa

Tarihi Osmanlı köyü Cumalıkızık, Türkiye’nin UNESCO Dünya Kültürel Mirası Listesi’nde yer alan zenginliklerinden. Orhan Gazi’nin Bursa’ya girmeden önce inşa ettirdiği yer olarak bilinen köy, Osmanlı mimarisini yanıtan ahşap evleri ile son dönemde giderek popülerleşen turistik bir merkeze dönüştü.
Doğal bir film platosunu andıran köy sokaklarında çok sayıda dizi ve film projesi hayat buldu. Köylülerin yetiştirdiği sebze-meyve ve ürünlerden satın almak, köy kahvaltısı yapmak ve daracık köy sokaklarında dolaşmak iyi gelecek.

Amasya

Osmanlı’nın şehzadeler kenti Amasya, 7 bin yılı aşan tarihi geçmişiyle, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden. Yeşilırmak Vadisi üzerinde, Harşena Dağı eteklerine kurulan şehir dünyanın en güzel misket elması, kirazı, şeftalisi ve bamyasının üretildiği coğrafya olarak anlatılıyor.
Yeşilırmak kıyısında sıralanan geleneksel Osmanlı evlerinin manzarası, şehre gelen ziyaretçilerin fotoğraf karelerini süslüyor.

 

Tortum Şelalesi, Erzurum

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday gösterilen, Türkiye’nin en büyük şelalelerinden biri olan Tortum Şelalesi, Erzurum-Artvin Karayolu’nun 110. kilometresinde, Uzundere ilçesi, Balıklı Köyü yakınlarında bulunuyor.
18. yüzyılda yaşanan heyelan sonucu oluşan şelale, 21 metre genişlik ve 48 metre yüksekliğe sahip. Şelalenin akışı sırasında ortaya çıkan gökkuşağı görülmeye değer. Şelalenin bulunduğu Uzundere ilçesi sakin şehir ağının (Cittaslow) bir parçası.

 

Frig Vadisi

Kütahya, Afyonkarahisar ve Seyitgazi arasında geniş bir alana yayılan Frig Vadisi, Eşek Kulaklı Midas’ın öyküsüne konu olan coğrafya. Gordion ve Midas gibi önemli tarihi merkezlerin bulunduğu vadide çok sayıda tarihi yapı, kayalık, mağara ve trekking rotası bulunuyor.
Son yıllarda yürüyüş ve bisiklet rotalarının işaretlenmesiyle hareketlilik yaşayan Frig Vadisi’nin, önümüzdeki yıllarda çok daha fazla ziyaretçi ağırlayacağı kesin.

 

Uzungöl, Trabzon

 Karadeniz denildiğinde akla ilk gelen görsel ikonlardan olan Uzungöl, yeşilin farklı tonlarını bir arada görebileceğiniz doğanın ortasında yılın her dönemi serin bir kaçamak. Dağların arasında saklanan Uzungöl, Trabzon‘un Çaykara ilçesinde. Doğayla baş başa, gündelik hayattan uzak, sessiz ve sakin bir ortamda Karadeniz havasını hissedin.

Boztepe, Ordu

Karadeniz’in en güzel şehirlerinden Ordu‘yu kuşbakışı görebileceğiniz Boztepe, deniz seviyesinden 450 metre yükseklikte. Şehir merkezinden teleferikle çıkılan Boztepe’den yeşille maviyi bir arada sunan enfes bir manzara var. Tepede çok sayıda restoran, kafe ve piknik alanları bulunuyor.

Kültepe, Kayseri

Kayseri sınırlarında, Kaniş harabelerinin yer aldığı antik kent ve ören yeri olan Kültepe, Anadolu’nun en eski yazılı kaynaklarının bulunduğu yer olarak biliniyor. Anadolu medeniyetlerine ışık tutan Kültepe, dünyaca ünlü.
Anadolu toprakları hala keşfedilmeyi bekleyen çok sayıda tarihi ve doğal güzelliğe sahip. Dünyanın en önemli geçiş güzergahlarından biri üzerinde kurulu olan Türkiye, geçmişten günümüze çok sayıda medeniyetin izini taşıyor. Türkiye’de görülmesi gereken yerler listesine eklemek istediklerinizi yorum bölümüne yazmayı unutmayın.

 

 


 

Devamını Oku »

17 Haziran 2019 Pazartesi

Türkiye’de Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler - 5

Kaz Dağları 


Çanakkale ve Balıkesir boyunca uzanan Kaz Dağları, ülkemizin en kaliteli oksijenine sahip olan bölgesi olarak biliniyor. Yemyeşil doğası, şelaleleri, tarihi alanları ile doğa ve tarih severlerin ilgi gösterdiği Kaz Dağları, doğa sporları için de tercih ediliyor.


Kaz Dağları çevresinde irili ufaklı birçok köy kamp, doğa ve kültür meraklıları için cazibe noktası. Adatepe, Yeşilyurt, Tahtakuşlar gibi köyler son yıllarda alternatif rota arayanların gözdesi.


Hasankeyf, Batman

 


Batman ile Mardin arasında bulunan Hasankeyf, Dicle Nehri’nin ikiye ayırdığı bir ilçe. Roma Dönemi’nden kalan Hasankeyf Kalesi, Hasankeyf Mağaraları ve Dicle Nehri boyunca sıralanan tarihi yapılar Ilısu Barajı’nın su tutmaya başlamasıyla birlikte su altında kalacak.
İlçenin ve tarihi eserlerin bir bölümünün taşıma işlemlerinin devam ettiği bölge önümüzdeki dönemde tamamen su altında kalacak.

 

Eğirdir Gölü, Isparta

Camgöbeği rengindeki Eğirdir Gölü, Isparta sınırları içerisinde. Gün içerisinde 7 farklı renk yansıtan göle halk “7 renkli göl” diyor. Manzarası ile çevre illerden de çok sayıda kişinin ziyaret ettiği göl, doğa severlerin de rotasında.
Ülkemizin en kaliteli üretiminin yapıldığı elma bahçelerinin önemli bir bölümü göl çevresinde. Eğirdir Gölü, Isparta ve Burdur’u da içine alan bir gezi rotasının durağı olabilir.

Damlataş Mağarası, Antalya

Dünyaca ünlü Damlataş Mağarası Antalya’nın Alanya ilçesinde. Astım hastalarına iyi gelen havası ile tanınan mağara, Alanya gezilecek yerler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Mağara taş temin etmek için yapılan çalışmalar sırasında tesadüfen bulunmuş.

Seferihisar, İzmir

Türkiye’nin ilk sakin şehri olan Seferihisar, İzmir‘in bir ilçesi. Mandalina üretimi, sağlıklı beslenme ve yerel kalkınma modeli ile öne çıkan ilçe, yaz aylarıyla deniz-kum-güneş turizminden yararlanmak isteyenlerle dolup taşıyor. Seferihisar’ın sahil mahallesi Sığacık, yerel üretici pazarı, ev pansiyonları ve şirin sokakları ile ünlü. Teos Antik Kenti de Sığacık yakınlarında.

İznik, Bursa

Selçuklu ve Osmanlı izlerinin birlikte görülebildiği İznik, Bursa’nın en güzel ilçelerinden. Çinileriyle ünlü bu ilçe Bursa’ya yalnızca 1 saatlik mesafede bulunuyor. İznik Gölü, antik kentler ve tarihi yapılar ilçede öne çıkan yerlerden. Zeytini ile de bir hayli ünlü olan ilçede Kano Festivali de düzenleniyor.

Ayder Yaylası, Rize

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Ayder Yaylası, denizden bin 350 metre yükselikte yer alıyor. Ladin ve kayın ormanlarıyla kaplı olan yayla, florası, kaplıcaları ve doğal yaşamı ile oldukça popüler. Yaz aylarında yurt içi ve yurt dışından binlerce ziyaretçi ağırlayan yaylada ahşap pansiyon ve oteller doğayla baş başa bir konaklama deneyimi yaşatıyor.

Yedigöller Milli Parkı

Bolu’nun kuzeyi ve Zonguldak’ın güneyinde yer alan Yedigöller Milli Parkı, Batı Karadeniz’de korunan doğasıyla önemli bir çekim merkezi. İrili ufaklı 7 göle sahip olan milli parkta, yeşilin farklı tonlarını taşıyan orman varlığı ve zengin bitki örtüsü insana huzur veriyor.
Yaz-kış özellikle İstanbul ve çevresinden ziyaretçi ağırlayan milli park kamp, konaklama ve piknik alanlarıyla hem günübirlik hem de uzun süreli ziyaretçilere hitap ediyor.

 


 


 


 

 



Devamını Oku »

15 Haziran 2019 Cumartesi

Türkiye’de Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler - 4

Mardin

Taş işçiliğinin en güzel örneklerinden Mardin eski şehir merkezi, yüzyıllardır hoşgörünün eksik olmadığı bir coğrafyada kurulu. Farklı dinlerin ibadet merkezleri, lezzetli yemekleri ve sıcakkanlı insanlarıyla Mardin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kendine has bir şehir.
Mardin Arkeoloji Müzesi, Deyrulzafaran Manastırı ve gümüş işçiliği ile meşhur Midyat ilçesi görülecek yerlerden.

Selimiye Camii, Edirne

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Selimiye Camii, Edirne’nin sembolü olarak kabul ediliyor. Osmanlı padişahı II. Selim’in Mimar Sinan’a yaptırdığı cami, Türk-Osmanlı mimarisinin en güzel yapılarından biri. Sinan’ın 90 yaşında (bazı kaynaklarda 80 olarak geçiyor) yaptığı ve ustalık eserim dediği cami dünya mimarlık tarihi için de büyük önem taşıyor.

Mevlana Müzesi, Konya


Tarihi ve kültür miraslarıyla açık hava müzesi görünümünde olan Konya’nın en tanınan sembolleri arasında Mevlana bulunuyor. Mevlana Müzesi, Konya’yı ziyaret edenlerin mutlaka uğradığı noktalardan.
Ülkemizde en çok ziyaretçi ağırlayan müzeler arasında bulunan Mevlana Müzesi, 1926’dan bu yana müze statüsünde. Geçmişte Mevlana’nın dergahı olan yapı, Mevlana Türbesi olarak da anılıyor.

 

Şirince Köyü, İzmir

Maya takvimine göre yaşanacak kıyametin dünyada uğramayacağı iki yerden biri olarak adını tüm dünyaya duyuran Şirince, İzmir’in Selçuk ilçesinde zeytin ve üzüm ve şeftali ağaçlarıyla çevrili dağların arasında yer alan enfes bir Rum köyü.
Daha çok kısa süreli konaklamalar ve günübirlik turlarla ziyaret edilen Şirince’de birbirinden güzel ahşap butik oteller, hoş restoranlar ve bolca temiz hava var. Nesin Vakfı Matematik Köyü, Tiyatro Medresesi ve Nişanyan Evleri, Şirince’de mutlaka görülecek yerlerden.

 

Demre, Antalya

 Noel Baba’nın doğum yeri olarak bilinen Demre, Antalya’nın turizm merkezlerinden. Kaş-Kemer güzergahında olması nedeniyle yıl boyu tatilcilerin uğrak noktası olan Demre, Myra Antik Kenti ve kaya mezarlarıyla da tanınıyor.

Uluabat Gölü, Bursa


Uluabat Gölü, Bursa ile Karacabey arasında, Bursa şehir merkezine 30 km uzaklıkta bir kaçış rotası. Yaban hayatının gözlemlenebildiği doğal yapısı ile doğa severlerin rotasında sıkça yer alan Uluabat Gölü’ndeki Nailbey Adası, manastırı ile bölge tarihine ışık tutuyor.
Bu manastır Bursa ve çevresinde günümüze kadar ulaşmayı başaran en eski yapılardan. Turna, kefal ve sacan balıkları ile ünlü gölde sandallarla gezinti yapılıyor. Göle kadar gelmişken Gölyazı Köyü’ne uğramayı unutmayın.


Karain Mağarası, Antalya


 İnsanlık tarihinin en eski yerleşim alanlarından biri olan Karain Mağarası, bu özelliğiyle geçmişe ışık tutan bir nokta. Antalya’ya 30 km uzaklıktaki Yağca Köyü’ndeki mağara içerisinde alt Yontmataş’tan başlayarak, orta ve üst Yontmataş evreleri, Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç gibi Prehistorik Çağlarda ve Klasik Çağ’ın izlerini taşıyan 11 metrelik kalın bir kültür dolgusu var. Mağaradan çıkarılan arkeolojik buluntular Karain Müzesi ve Antalya Müzesi’nde sergileniyor.

Gökçeada, Çanakkale

Çanakkale’nin en bakir bölgelerinden Gökçeada, tarihi Rum köyleri, üzüm bağları, gün batımı manzarası ve bozulmamış yapısıyla sakin bir yer arayanlar için ideal. Özellikle kış döneminde dinginleşen adada çok sayıda butik pansiyon ve otel bulunuyor.

Köyceğiz, Muğla

 Tarihi 4 bin yıl geçmişe uzanan bir liman kenti olan Köyceğiz, Muğla’nın ilçesi. Akdeniz’e bir kanalla bağlanan Köyceğiz Gölü’nün kıyısında yer alan Köyceğiz’in çevresinde çok sayıda gezilecek görülecek yer var. Kaunos Antik Kenti ve kaya mezarları, Sultaniye Kaplıcaları, Yuvarlakçay ve doğal yat limanı Ekincik görülesi yerler arasında.

Harran, Şanlıurfa


 Kubbeli evleriyle tanınan Harran, Şanlıurfa’nın güneyinde, Suriye ile komşu. Anadolu’nun ilk üniversiteleri arasında bulunan Harran Üniversitesi bölge tarihine ışık tutan önemli bir ören yeri. İlçe geçmişte Mezopotamya ile Akdeniz arasında önemli bir geçiş noktasıydı.

 




Devamını Oku »

14 Haziran 2019 Cuma

Anadoluda, Türkiye’de Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler

Alaçatı, İzmir


Ünü Türkiye sınırlarını aşan Alaçatı, İzmir Çeşme’ye bağlı bir mahalle. Arnavut kaldırımlı taş sokakları, rengarenk butik otelleri, konsept atölyeleri, hoş kafeleri ve Ege mutfağından lezzetler sunan restoranları ile Alaçatı, yaz aylarında yerli ve yabancı binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Alaçatı aynı zamanda dünyanın en iyi rüzgar alan bölgelerinden. Rüzgar sörfü eğitimi veren okullar, muhteşem plajlar ve fotoğraf stüdyosuna dönüşen sokakların tadını çıkarın.

Adalar, İstanbul


 İstanbul’a en yakın mesafedeki tatil rotalarından Adalar, İstanbul’un tüm kalabalığı ve stresinden uzaklaşmak için bire bir. Büyükada, Kınalıada, Burgaz, Sedef Adası ve Heybeliada’dan oluşan Adalar İstanbul gezilecek yerlerin başında geliyor. Yaz aylarında hareketlenen plajlar, hoşgörü kültürünü yansıtan kiliseler, leziz atıştırmalıklar ve dondurmalar ve faytonlar ada kültürünün akla gelenleri.


Saklıkent Kanyonu, Muğla

 

 Muğla Seydikemer Saklıkent Milli Parkı’nın içerisinde yer alan doğa harikası Saklıkent Kanyonu, 18 kilometre uzunluğundaki bir vadide. Güneş ışınlarının giremeyeceği kadar dar ve yüksek olan bu kanyonun buz gibi sularında yürümek heyecan verici.

Balıklıgöl, Şanlıurfa

Peygamberler Şehri Şanlıurfa’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında bulunan Balıklıgöl, Aynzeliha ve Halil-ür Rahman göllerinden oluşuyor. İbrahim Peygamber’in ateşe atıldığında düştüğü yer olarak kabul edilen göl, kutsal balıklarıyla ünlü.

Aspendos Antik Kenti, Antalya

Antik tiyatrosu ile tanınan Aspendos Antik Kenti, Antalya’nın Serik ilçesinde, şehir merkezine 39 km uzaklıkta. Yunan efsanesine göre, şehir Truva Savaşı’ndan sonra Pamphylia’ya gelen kahraman Mopsos liderliğindeki Argive kolonicileri tarafından kuruldu.
Dünyanın en iyi korunan Roma tiyatroları arasında gösterilen Aspendos Antik Tiyatrosu 15,000 kapasiteye sahip.

Gölcük, Bolu

Etrafı çam, göknar, kayın ve gürgen ağaçlarıyla çevrili Gölcük, Bolu şehir merkezine 14 km mesafede. Tabiat Parkı olarak koruma altına alınan gölün çevresi 1300 metre, deniz seviyesinden yüksekliği ise 1217 metre.
Suni bir set gölü olan Gölcük, yıl boyunca gezmek, dinlenmek, fotoğraf çekmek, sportif olta balıkçılığı, bisiklet turu ve piknik yapmak isteyenlerin akınına uğruyor. Gölcük Tabiat Parkı, Bolu’nun en önemli turistik merkezleri arasında.

Abant Gölü, Bolu


Bolu Abant Dağları üzerinde krater ve birikinti gölü olan Abant, hem günübirlik hem de konaklamalı ziyaretlerin tercih ettiği doğayla baş başa bir tatil merkezi.


127 hektar genişliğindeki göl, denizden 1328 metre yükseklikte. 1988’de Tabiat Parkı ilan edilerek koruma altına alınan Abant Gölü, bitki ve hayvan varlığı açısından oldukça zengin.
Temiz havasıyla sporcu kafilelerinin de kamp alanı olarak tercih ettiği Abant Gölü, kışın kar altındayken muhteşem bir manzaraya sahip oluyor. Gölün çevresinde fayton, at ve bisikletle gezmek ve spor yapmak mümkün.


Bergama Antik Kenti, İzmir




Orta Çağ’ın en stratejik kentlerinden biri olan Bergama (Pergamon) Bergama Krallığı’nın başkentiydi. Parşömenin bulunduğu, su sesiyle psikoterapi uygulanan önemli bir sağlık merkezi olan, UNESCO Dünya Mirası Listesindeki Bergama, dünyanın en dik antik tiyatrosuna da sahip.
İzmir şehir merkezine 1,5 saat uzaklıktaki şehirde Akropolis, Bergama Müzesi, Kızılavlu, Asklepion mutlaka ziyaret edilecek noktalardan.

 

 


 





Devamını Oku »

13 Haziran 2019 Perşembe

Gönen Gezi Rehberi , Gönende gezilecek yerler. Gönen nasıl bir yer


Gönen Gezi Rehberi

Gönen, Marmara Bölgesi’nin güneyinde, Balıkesir ilinin kuzeyinde bir ilçe. Bu ilçe, kaplıcaları ile meşhur. Son sayımlara göre yaklaşık yetmiş bin kişilik nüfusu olan ilçenin tarihi ise M. Ö. 14. yüzyıl dolaylarına kadar ilerliyor. O tarihlerde bir köy olarak kurulan Gönen, zaman içinde farklı medeniyetlerin himayesi altında büyüyor. 1980’lerden sonra tarım ve hayvancılığa dayalı sanayileşme hareketi ile oldukça hızlı gelişirken, ününü yüzyıllardır bünyesinde barındırdığı kaplıcalara borçlu.

Balıkesir Havaalanları ile Gönen Arası Ulaşım

Balıkesir’de bulunan Balıkesir Merkez Havalimanı ile Gönen arası 90 kilometre. Ve bu yolculuk yaklaşık olarak bir buçuk saat sürüyor. Balıkesir Koca Seyit Havalimanı ile Gönen arası ise yaklaşık 120 kilometre ve 2 saate yakın bir sürede katedilebiliyor.
Bunlara ek olarak Bandırma’nın merkezine 45 kilometre uzaklıkta bulunan Gönen’e, Marmara Denizinin farklı noktalarından kalkan feribot ve diğer deniz araçları ile Bandırma üzerinden ulaşmak da mümkün.

Gönen’in Nesi Meşhur?

Gönen en çok kaplıcaları ve “şifalı su”yu ile meşhur. Bu ünü, çevrede yapılan kazılarda ortaya çıkan mozaiklerde de görüldüğü üzre, yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip.
Gönen’de Ne Yenir?
Balıkesir mutfağının lezzetlerinden payını alan Gönen’de ilk önerilerimizden biri, Her ne kadar Gönen ilçesine has olmasa da, Bigadiç güveci oluyor. Bigadiç güvecinin ana özelliği oğlak etinden yapılıyor olması. Aynı zamanda, biber, domates ve kaynamış kemik suyu da malzemeler arasında. Ardından, ekmek, tavuk suyu, haşlanmış tavuk, maydanoz ve tereyağı ile hazırlanan tiriti önerilerimiz arasında. Sonrasında yine kuzu ya da oğlak eti ile hazırlanan ve pek çok malzeme ile yapılan surayı da hatırlatalım. Tavuklu mantı olarak da bilinen Balıkesir mantısı, saçaklı mantı, börülce gibi lezzetleri de tatmak isteyebilirsiniz.


Tatlılardan bahsedecek olursak, hazırlaması oldukça zahmetli olan ama lezzeti ile bu zahmete değen Balıkesir kaymaklısını ilk olarak önerelim. Fiyonk şeklinde hazırlanıp yağda kızartılan ve sonrasında üzerine şerbet dökülen mafiş tatlısını, ve Balıkesir’in en ünlüsünü, höşmerimi de unutmayalım.
Gönenli Ünlüler
Türk edebiyatının ünlü ismi Ömer Seyfettin Gönenlidir.


Gönen’deki Alışveriş Merkezleri
Gönen’in alışveriş merkezlerinden bahsedeceğimiz zaman iki tanesi ön plana çıkıyor; On Numara Alışveriş Merkezi ve Liman Alışveriş Merkezi Bandırma.
Gönen’de Gezilecek Yerler
Öncelikle, Gönen Mozaik Müzesi’ni gezmeniz tavsiye olunur. Bu müze Gönen Termal Tesisleri yanında bulunuyor ve Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden mozaikler barındırıyor. Sonra,  Gönen’in Gönen yapan kaplıcaları görmenizi tavsiye ederiz. Özellikle Gönen Ekşidere Dağ Ilıcası bunlar arasında en önemlileri. Burası Gönen’in 15 kilometre güneyindeki Deliçal Dağı’nın yakınlarında, Ekşidere Köyü’nün birkaç kilometre uzağında bulunuyor. Buradaki “şifalı su”yun İzmir Hıfzısıhha Enstitüsü’nn ve İstanbul Üniversitesi’nin yaptığı çalışmalarca kireçlenme, sinirsel ve ruhsal hastalıklar, kas ve damar rahatsızlıkları, nörolojik bazı problemler ve daha pek çok sağlıksal probleme iyi geldiği ortaya konmuştur.



İçerisinde barındırdığı şifalı kaplıca sularından dolayı şifa şehri olarak anılan Gönen ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir. Özellikle Bandırma’ya yakınlığından dolayı İstanbul’dan çok sayıda ziyaretçi almaktadır. Gönen’de birçok tarihi yapılar ve gezilip görülecek birçok doğal yerlere sahiptir.

Ekşidere Dağ Ilıcası (Termal Turizm Merkezi): Gönen merkezine 10 km uzaklıkta Ekşidere köyünde bulunmaktadır. Bu otelin çevresinde birçok otel ve pansiyon bulunmaktadır. Deliçal Dağının eteklerinde yer alan bu kaplıcanın en önemli özelliği şifalı sularının hiçbir işlem görmemiş olmasıdır. Birçok hastalığa iyi gelen bu kaplıca doğallığından dolayı çok sayıda ziyaretçi almaktadır. Ayrıca Eşkidere Dağ Ilıcasına 2 km uzaklıkta Soğuk Su Ilıcası bulunmaktadır. Güzellik kaplıcası olarak anılan bu kaplıcanın suyu cilt ve romatizmalı hastalıkların tedavisinde etkilidir. Ayrıca yüzdeki sivilce ve kırışıklıklara da iyi gelmektedir.
Denizkent: Gönen’e 22 km uzaklıkta bulunan yazlık tatil beldesidir. Burada bulunan kaplıcaların suyu bronşit ve astım hastalıklarına iyi gelmektedir. Denizkent’in hemen yanında bulunan ormandan dolayı temiz bir havası vardır. Burası yaz aylarında tercih edilen tatil yeri olduğu gibi bol oksijeninden dolayı sürekli kalanlar da bulunmaktadır.
Ayrıca ilçe merkezinde bulunan kaplıca tesislerinde Osmanlı ve Bizans Döneminden kalma tarihi hamamlar, açık ve kapalı havuzlar ve restoranlar bulunmaktadır. Hem kaplıcaların şifa sularında yüzmek hem de bu tarihi yerleri görmeniz mümkün.
denizkent
Alacaoluk Kalesi: Gönen merkezine 15 km uzaklıkta olan Alacaoluk köyünde bulunmaktadır. Ala Dağlar arasında bir tepe üzerine yapılan kale Büyük İskender döneminden kalma bir eserdir. Yeşillikler arasında kalan bu kale zamana karşı yenik düşmüş ve günümüze harabe olarak ulaşmıştır. Ulaşım açısından biraz sıkıntılı olsa dağlar arasında kalan bu kale ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi görmektedir.
Babakaya Kalesi: Gönen merkezine 6 km uzaklıkta bulunan Babakaya Köyünde bulunmaktadır. Büyük İskender tarafından yapılan bu kale turistler tarafından çok sık ziyaret edilmektedir.
Güvercinli Köprü: Gönen Çayı üzerine kurulu Romalılar zamanında yapılan tarihi bir köprüdür. Osmanlı zamanında da kullanılan bu tarihi köprü dört gözden oluşmaktadır. Günümüzde harap olmasından dolayı kullanılmayan köprü tarihi mimarisi ile görülmesi gereken eserlerdendir.

Gönen Şehir Parkı: İlçe merkezinde bulunan park; 1953 yılında depremden sonra burada taşınan tarihi mezarlığın yerine yapılmıştır. Gönen çayının aktığı ve içinde asırlık çınar, söğüt, ıhlamur ve kestane ağaçlarını barındıran muhteşem bir parktır. Tüm termal tesislerin, pansiyonların, yöreye özgü iğne oyalarının satılan tezgahların ve yürüyüş yollarının bulunduğu görülmesi gereken bir parktır. Yemyeşil bu parkta keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.
Gönen kadınları tarafından yapılan rengarenk, el emeği, göz nuru iğne oyalarını görmelisiniz. Bu çeşitli iğne oyalarından satın alabilirsiniz. Gönen’e özgü baldo pirincinden de satın alabilirsiniz.

 

Devamını Oku »

Türkiye’de , Anadoluda Mutlaka Görülmesi Gereken Yerler,

İshakpaşa Sarayı, Ağrı

 


Ağrı‘nın Doğubeyazıt ilçesinde bulunan İshakpaşa Sarayı, sarp kayalık üzerinde, 116 odadan oluşuyor. Selçuklu ve Osmanlı izlerini taşıyan saray, Osmanlı İmparatorluğu’nun Lale Devri’ndeki son büyük anıt yapısı.
18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en belirgin ve seçkin örneklerinden olduğu kadar, sanat tarihi yönünden de değeri büyük olan İshakpaşa Sarayı, Doğu Anadolu Bölgesi’nin en çok ziyaretçi çeken kültür varlıklarından biri.


Ani Harabeleri, Kars

 

 Yüzyıllar boyunca farklı krallık ve imparatorluklar tarafından yönetilen Ani, Kars’ın Ermenistan sınırında, Arpaçay Nehri’nin kıyısındaki antik kent. Cami, kilise, manastır ve kervansaray gibi yapıların bulunduğu Ani Harabeleri tarih tutkunlarını cezbediyor. UNESCO Dünya Mirası Listesine giren antik kentte Ermenilerce kutsal sayılan çok sayıda yapı yer alıyor.

Van Gölü

 Türkiye’nin en büyük gölü özelliğini taşıyan Van Gölü, yılın dört mevsimi birbirinden güzel fotoğraf karelerine hayat veren bir nokta. Anadolu’ya açılan bir kapı olarak bölge tarihini değiştiren onlarca olayın yaşandığı Van ve çevresi bu olayların izlerinin en iyi gözlemlendiği rotalardan. Van Gölü üzerindeki Akdamar Adası ve Kilisesi, Ermeni kültürünün en önemli temsilcisi. Van Gölü’nün gün batımı manzarası dillere destan.

Safranbolu, Karabük

Osmanlı sivil mimarisini yansıtan tarihi evleriyle, kartpostallık görüntülere imza atan Safranbolu, Karabük’ün ilçesi. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu tarihi ilçe ahşap konaklarının yanı sıra Tokatlı Kanyonu, Yörük Köyü, Kristal Teras, İncekaya Su Kemeri ve Bulak Mencilis Mağarası gibi doğal güzelliklere de sahip.

Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep

 


Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi yapısal kompleksi ve içinde yer alan eserleri açısından dünyanın en önemli müzeleri arasında yer alıyor. 2011’de açılan müzede Zeugma Antik Kenti’nden ve bölgenin farklı yerlerinden çıkarılan mozaikler sergileniyor.
Gaziantep turizminin en önemli ziyaret noktası olan müzede Çingene Kızı mozaiği en çok tanınan eser.


Pamukkale, Denizli

Denizli’de Hierapolis Antik Kenti ile bir arada bulunan Pamukkale, tarih boyunca şifalı sularıyla insanlığa hizmet verdi. Antik havuz (Kleopatra Havuzu), antik tiyatro ve arkeoloji müzesinden oluşan alan doğa ve tarih severler için önemli bir durak. Pamukkale’ye gelmişken ismi İncil’de de geçen Laodikeia Antik Kenti’ne de zaman ayırın.

Olimpos, Antalya

Türkiye’de gençlerin tatil ve kamp denildiğinde aklına ilk gelen yerler arasında bulunan Olimpos, Antalya‘nın Kumluca ilçesinde. Daha çok sırt çantalı gezginler ve üniversite öğrencilerinin tercih ettiği bölge Antik Likya Yolu’nun üzerinde. Olimpos Antik Kenti’nin de yer aldığı muhteşem bir kumsala sahip olan Olimpos’ta çok sayıda bungalov ve ağaç evden oluşan pansiyon var.


 


 





 


Devamını Oku »